31 Mayıs 2013 Cuma

TAVİSTOCK ( Where is my mind )

ÖN SÖZ YERİNE: ^^

                       

                             Enstitü, Bedford Dükü Tavistock`un Londra`daki binalarından birinde 1. Dünya Savaşı`ndan kurtulan İngiliz askerlerinin savaş şoklarını araştırmak amacıyla 1921`de Londra`da kurulmuştur. Enstitünün başkanlığını İngiliz Ordusu Psikolojik Savaş Bürosu Başkanı Sir John Rawlings-Reese üstlenmiştir. Enstitü ve gerçek çalışmaları; ABD`nin en iyi korunan sırrı olmaya devam etmektedir.  

bufff girişe bak :  konuya girmeden birkaç yere değineceğim


                           İllüminati denen örgüt ki bununla ilgili çok soru var, bu örgüt Kralcı,Aileci,ve Padişahçı düzenleri yıkıp CUMHURİYET rejimini Dünyaya tanıtmak ve, ülkelere kabul ettirmek amacı ile kurulmuştu. Ve tarihin gördüğü en kanlı örgütlerden di. ve tabiki Ezoterik. gizli ve gizemli olması bu örgütü diğerleri gibi olağanüstüleştirdi.fakat artık İllüminatinin esamesi bile okunmaz. artık konular değişti, fikirler değişti,yöntemler değişti. Artık silah ile toplumları kontrol etmek zorlaştı BKZ: İSRAİL 36 yıldır filistine Roket,Füze,uçaksavar vd. ile saldırıyor . Fakat 80 tane filistinli taş atarak barut atarak İsrail il den can alabiliyor. peki yeni yöntem ne ?  İşte size burada bahsedeceğim oluşum dünyanın içi çözülememiş 2 oluşumundan biri . TÜrkiyede 2 yazar hariç TAVİSTOCK hakında araştırma yapabilen yok .

                     
 GİRİŞ ; TARİHSEL SÜREÇ ve AMACI : 



                           I. ve II. Dünya Savaşı yıllarında Psikolojik Savaş Örgütü olarak çalışan Tavistock Grubu, Rockefeller Vakfı`nın yaptığı büyük bağışlarla 1946 yılında görev alanı genişletilerek yeniden yapılandırılmıştır. Rockefeller, Tavistock`a daha geniş çaplı psikolojik savaş araştırmaları yapma ve uygulama görevleri vermiştir.ayrıntılı bilgi için Bkz:



                          Enstitü çalışmalarının ilham kaynağı o dönemde Londra`ya gelerek Prenses Bonapart`ın verdiği bir malikâneye yerleşen Sigmund Freud`un davranış bilimi doğrultusunda İNSAN DAVRANIŞLARININ KONTROLÜ konusundaki çalışmaları olmuştur. Enstitü bu ideolojinin dünyadaki merkezi olması amacıyla kurulmuştur.Yani bir yerde Sırp TESLA ' nın başına gelenler Freud 'unda başına gelmiştir. yaptıkları yada bulduklar fikirler,icatlar o günün şartlarında bir işe yaramamış fakat, yıllar sonra dünyada eksen kayması yapacak kadar etkili olmuştur.
                        Konunun dışında fakat anlatmadan geçmek olmayacak. geçen bir arkadaş sohbetinde Türkiye'de Adana,Pozantı arasında bulunan tabletler hakkında konuşuyorduk. Şu üzerinde Tayana'lı Apollonius dan bahseden tabletlerden. Apollonius bir Alşimist,Okültist bir adam o dönemde şifacı olarakta tanınan esrarengiz bir adam. ve Vatikan bu adamın hayatını aynen COPY yapıp İSA denen ( Onlara göre tanrı olan ) şahsın üzerine yapıştırıyor ve hiç o şekilde yaşamamış bir şahsiyet oldu sana Tanrı -Mesih. Bakın yanlış anlaşılması bu KURANDA geçen HZ İsa ile uzaktan yakından alakalı değil. Aman diyeyim sonra evimi taşlamasınlar. neyse ne diyordum; bu tabletler şuan Türkiye'nin elinde soru şuydu . " Peki aga Türkiye bunu niye açıklamıyor. Ki açıklasa Hristiyanlık diye bir din kalmayacak "  hahh işte aslanım olaya burada .

                      Şöyle izah edeyim köylü kafasıyla. Şimdi zaman 10 birim diyelim. ve akışkan bir şekilde devam ediyor, şu an 3 birimde diyelim olduğumuz yer. peki biz bunları açıklarsak nereye atlamış olacağız. 5 'inci birime. Yani demem oki dünya 3'ü yaşarken sen 5'e atlamış olacaksın zamanın önüne düşersen zaman seni yutar . Freud un fikirleride öyle oldu . Tesla'nın buluşları'da öyleydi. Onlar zamanın önüne düşmemek için çoğunu yaktılar yada o bilgilerde öldüler. Fakat bu Rocafeller denilen aile kalan bu egzantirik ve kadim sırları topladı. ve dünyaya şırınga ile vermeye başladı. konuyu dağıtmadan Tavistock' a geri dönmek istiyorum.
                 
                 
                    Enstitü bugün,
Sussex Üniversitesi`nden,
Stanford Araştırma Enstitüsü,
Esalen,
Massachusetts Institute of Technology (MIT),
Hudson Enstitüsü,
Herigate Vakfı,
Georgetown Stratejik ve Uluslararası İlişkiler Araştırma Merkezi (CSIS),
ABD Dışişleri kadrolarının eğitildiği Hava Kuvvetleri İstihbaratı,
Rand ve Mitre Corparation Şirketler kadrolarının doktrinasyonu,
 The Mont Pelerin Society,
Trilateral Komisyon,
Ditchley Vakfı, Roma Kulübü gibi gizli gruplara kadar uzanan bir ilişkiler ağı geliştirmiştir. buda şuna delalettir  bu şirketlerin yada devlet kurumlarının tamamı İnsan ilişkileri üzerine kuruludur o yüzden Tavistock un sihrine ihtiyaçları vardır.




                  Tavistock, Kore Savaşı`nda ilk defa denenen kitlesel BEYİN YIKAMA TEKNİKLERİNİ GELİŞTİRMİŞTİR.

                   Geliştirilen “kalabalıkların kontrol metotları”, gizli ve halkın tepkisini çekmeyecek şekilde Amerikan halkı üzerinde denenmiş ve onların psikolojik tavırları tespit edilmiştir.Ülkemizde TC nin kaldırılması, Sigara'ya, Petrole, Elektiriğe, Su'ya vb. zamlar yapılarak yada yapılıp kısa zaman sonra geri alınarak halkın tepkisi ölçülür ve gerekli veriler Tavistock tarafından ana veri toplama merkezinde toplanır. Bununla ilgili en güzel ABD araştırması ve kaynak.bu kitaptan alabilirsiniz. yıllar bazında her ülkede insanların Dini, Siyasi, Milliyetçi duygularını ölçmek için gerekli senaryolar hazırlanır ve tepkiler ölçülerek kayıt edilir.

                  Hadi size bu methodun en ilginç olanından bahsedeyim; Tavistock un yıllardır Türkiyede Maliye ile yürüttüğü (ki maliye bakanlığının bundan haberi yoktur diye düşünüyorum ) bir ölçüm tablosundan bahsedeyim . Tavistock her yıl  insan haklarına önem vermeyen, insan sağlığına, tecavüze, Zinaya, önem vermeyen savaşa misket oynamak gözü ile bakan ve haklar savunucusu olmak bir yere milletin hakkını yemekten kasaları dolduran idarecileri TV lerde boy boy sırıtırken lüks içinde gösterirler. ve burası çok önemli ;  MART ayında orta ve küçük sınıf ın verdiği gelir vergini oranına bakarlar . kapiş .
                   

                1933`te Tavistock Direktörlüğüne getirilen Alman mülteci Kurt Lewin, mülteci ajanlarını düşmanlar arasına sızdırarak Harvard Üniversitesi`nde geliştirilen propaganda kampanyaları ile Amerikan halkını ABD`nin Almanya`ya karşı savaşa girmesi için hazırlamaya çalışmıştır.

                 Roosevelt ve Churchill`in hava saldırılarının tümü, Tavistock laboratuar şartlarında kitlesel terörden elde edilen deneyimlere göre gerçekleştirildi.yani atılan her bomba bu toplanan veriler vasıtasıyla % 100 isabet oranı ile çalıştı. geri kalan halk zaten köle statüsünde.

                 


           Tavistock ve ABD vakıflarının tüm teknikleri bir tek hedefe kilitlendirildi. Halkın psikolojik gücünü kırmak ve Dünya Düzeni diktatörlerine çaresiz kalarak muhalefet etmemesi, aile bağını zayıflatan, aile, din, onur, milliyetçilik, seksüel davranışları çökerten tüm teknikler Tavistock bilim adamlarınca kalabalıkların kontrolü için kullanılan silahlar oldu.






                             Freud`un psikoterapi metotları uygulananların karakterleri istikrarsızlaştırıldı ve daimi akıl hastalığına dönüştürüldü. Bu duruma getirilenlerden, yeni bir ibadet, seks biçimi ve ailevî ilişkiler benimsemesi önerildi. Hâlbuki bunlar gördükleri psikoterapi nedeniyle bu yeteneklerinden koparılmışlardı. Artık onlar geriye dönüş yapamazlardı. 


                              Tavistock ve bağlantılıların da davranış bilimleri konusundaki programlar Tavistock`u ABD`de en etkili kuruluş yapmıştır.Özellikle İnternet ve Tv geliştirildikten sonra.

ABD`deki zorunlu ırksal entegrasyon programı, OSS, Amerikan Yahudi Kongresi ve Toplumlararası İlişkiler Komitesi Çocuk Eğitimi Direktörü arasında Ronald Lippert`ın organizasyonunda gerçekleştirilmiştir.

                            Program, kişilerin kimlik ve ırksal mensubiyetinin çökertilmesine göre dizayn edilmiştir.
Tavistock, Stanford Araştırma Enstitüsü aracılığıyla Ulusal Eğitim Örgütü`nü kontrol etmektedir.

                            Tavistock NASA`nın Uzay Programı`nı çok gizli hâle getirerek çöpe attığını Dr. Anatol Rapport`a yazdırarak ve bu makalenin Sovyet yöneticilerince benimsenmesini sağlatarak Sovyet Uzay Programı`nın 9 yıl gecikmesini sağlamıştır.

                           Tavistock`un ünlü operasyonlarından biri de Penisilvanya Üniversitesi Wharton Finans ve Ticaret Okulu üzerinden yapılanıdır.

                          Tavistock stratejicilerinden birinin uyuşturucu haplar kullanılması olduğu ve CIA`nın MK [zihin kontrolü] Ultra Programı kapsamında şüphelenilen CIA ajanlarının deşifre edilmesi için LSD verildiği, kobay olarak kullanılan ajanların reaksiyonlarının incelendiği yazılmıştır.





aaaa Rihanna değilmi lan bu bak T shirt üne MİND CONTROL yazdırmış.demekki bu kızımıza da bir görev verilmiş ^^ ama aslında daha önemli detay ters haç şeklinde yazdırmış . bu ritüel anlamda şu demek biz sizin inandığınız dinleri götünüze sokarız. 
                             


                         ABD hükümetinin mağdur ajanların mağdur ailelerine milyonlarca dolar ödediği ve bunların cezalandırılmadıkları yayılmıştı. Hâlbuki bunun amacı uyuşturucu hap kullanımını tetiklemekti. Bunun sonucu olarak 1960`ların LSD "Aykırı Kültürü" ve "Öğrenci Devrimi" idi. Bunun için CIA 25 milyon dolar para harcamıştı.

                         Programın oluşturucusu, lizerjik asid dietilamidi (LSD) geliştiren, Roosevelt`e danışmanlık yapan, ABD Merkez Bankası Kanunu`nu kaleme alan Paul Warburg`un oğlu James Paul Warburg`tu. James P. Warburg`un yeğeni Max Warburg da Hitler`i finanse etmiş ve Politik Araştırmalar Enstitüsü`nü uyuşturucu hapların kullanılmasını teşvik projesine yönlendirmişti.

                       MK Ultra`nın (MK-Ultra - Manchurian Guinea Pig - İNSANLARIN ZİHİNLERİNİ ETKİLEME ARAŞTIRMALARINA YÖNELİK CIA PROGRAMI) bir parçası olan İnsanî Ekoloji Fonu`na Harvard Üniversitesi`nden ZİHİN KONTROLÜ konusunda ileri çalışmalar yürüten Dr. Herbert Kelman`a, CIA ödeme yapmıştır. CIA, 1950`lerde Kanada`daki LSD araştırmalarını finanse etmiştir.
Kanada Psikoloji Derneği ve Montreal`deki Kraliyet Viktoryan Hastanesi Başkanı Dr. D. Eweret Cameron`a ödeme yapılmıştır. Cameron, 53 hastaya 15 gün süreyle yüksek dozda LSD hapı vererek uyutmuş ve ardından şok tedavisi uygulayarak reaksiyonlarını kayda almıştır.


                    CIA ve Warburg`lann temel örgütü olan Politik Araştırmalar Enstitüsü, James Paul Warburg tarafından finanse edilmiştir. Enstitünün kurucu üyelerinden Marcus Raskin, Ford Vakfı Başkanlığı`nı Mc George Bundy`den devralmıştır.

                   Bundy, Raskin`in daha sonra, Ulusal Güvenlik Konseyi`nin Başkan Kennedy`nin de şahsî temsilciliğine atanmasını sağlamış, 1963 yılında CIA`nın uyuşturucu kullanma kültür programını yürüten Demokratik Toplum için Öğrenciler Derneği`ni finanse etmiştir.


GÜNÜMÜZDE TAVİSTOCK : 


                    Günümüzde Tavistock, ABD`deki vakıflar ağını 15 milyar dolarlık bir bütçe ile faaliyette bulundurmaktadır  Vakıfların tümü de Amerikan mükelleflerinin ödediği paralarla fonlanmaktadır.

                    ABD`nin Dünya Düzeni üzerindeki kontrolünü artırmaya yönelik programlar üreten 10 büyük vakıf ve bu vakıflara bağlı olan 400 kuruluş, 3000 araştırma grubu ve düşünce kuruluşu Tavistock`un doğrudan kontrolü altındadır.

                    Stanford Araştırma Enstitüsü, Hoover Enstitüsü ile birlikte 3300 çalışanına yılda 150 milyon dolar ödemektedir. Bechtel ve Kaiser dev şirketleri başta olmak üzere, 400 büyük şirket için gözetim raporları ve CIA için geniş çaplı operasyonlar bu enstitülerce hazırlanmaktadır.özellikle arap karnıbaharı bunun en önemli başarısıdır ABD 1 tane mermi sıkmadan şuan için birçok islam ülkesini ve ortadoğuyu birbirine katmıştır .


                    Tavistock`tan gizli direktifler alan en kilit vakıf da 1957`de kurulmuş olan Ditchley Vakfı`dır. Vakfın ABD bölümünün başında ABD eski Dışişleri Bakanı, Rockefeller Vakfı Başkanı Cyrus Vance ve Dış İlişkiler Konseyi Başkanı Winston Lord bulunmaktadır.

                     Rockefeller Vakfı, çok önemli fakat çok az bilinen bir operasyonu aracılığıyla dünya tarımını kontrol etmektedir. Vakfın Direktörü Kenneth Wernimont bu programı Meksika ve Latin Amerika`da uygulamaktadır.
                    Programın hedefinde bağımsız çiftçiler vardır. Kendileri adına üretim yapan, üretimlerini paraya çeviren ve bu nedenle bağımsızlaşan çiftçiler Dünya Düzeni için en büyük tehdidi oluşturmaktadır.yani aslında bizim bölgedeki tarım arazilerini MUTLULAR denen şirketin toplaması efsanesi bir nevi doğrulanmış oluyor böle bakılınca.

                   Sovyet Rusya`da Bolşevikler halk üzerinde tam kontrol kurmak için bağımsız çiftçilik yapmakta direnen Kulakları en büyük engel olarak görmüşlerdi. Bu engeli ortadan kaldırmak için Stalin, Kulakların tüm mahsul ve hayvanlarına el konulması emrini vermiş ve onları açlığa mahkûm ettirmişti.

                  The Chicago American`da bu haber, "6 milyon Sovyet çiftçisi açlığa mahkûm edildi" şeklinde yer almıştı.

                 Yalnız Sovyetler Birliği Komünist Parti programlarında bağımsız çiftçilik yapan köylülerin imhası ve işçilerinin köleleştirilmesi yer almaz, bütün kapitalist ve totaliter rejimler de bu grupları hedef alır. peki ülkemizdeki tarım politikasının sonucu nedir derseniz..


İşte benim vatandaşım herşeyin farkında ve TAVİSTOCK a meydan okuyor . o benim için bir kahraman


                Bunu, hem kendi bağımsız çiftçisine, hem de dünya bağımsız çiftçiliğine en büyük tehdit olarak gören ülke, Dünya Düzeni`ne sahiplik yapan ABD`dir.

               ABD`deki vakıflar, bu nedenle Amerikan ve dünya çiftçilerinin yok edilmesi için bir savaş başlatmışlardır. The Brookings Enstitüsü başta olmak üzere diğer vakıflar, Amerikan Merkez Bankası ve IMF malî programları aracılığıyla bağımsız çiftçileri dev tröstlerin köle işçileri hâline getirilmesi işine soyunmuşlardı.

              ABD halkı, vakıfların gerçek rolünden haberdar olduğunda, yüksek faiz, yüksek vergi, aile yapısının dejeneresi, kilisenin etkisinin azaltılması, CIA`nın üniversiteleri uyuşturucu bataklığına çevirmesi ve hükümet salonlarının uluslararası casus ve entrikacılarca işgalinin nedenlerini anlayacaktır. Amerikan halkı, Alfa, Beta, Gama Kulüpleri FBI, İRS, CIA, BATF ve tüm hükümet yetkililerinin, vakıfların hazırladığı programları hayata geçirmek için kendisine savaş açmak zorunda kaldıklarını anlayacaktır fakat yine 2 kule yıkılacak ve yine sahte düşmanlar yaratılacak ve kaseti sıfırlayarak toplu zihin kontrolleri başlayacaktır.

             Kendilerini hayır kuruluşları olarak tanımlayan, hiçbir yerden bağış ve yardım almadıklarını ve politik amaç taşımadıklarını savunan vakıfların tüm faaliyetleri kendi kuruluş belgelerine göre de doğrudan yasalara aykırıdır. Heritage Vakfı ve Amerikan Girişim Enstitüsü ağı içinde en az 2 KGB köstebeğinin yer aldığının kanıtlanmış olmasına karşın bunun hâlâ reddedilmemiş olması bu ihlallerden biridir.

             Vakıfların hazırlayacakları Dünya Düzeni`ne yönelik planları için Rusya`dan temini gerekli gördükleri politik, ekonomik ve sosyal verilerin elde edilmesi için 1917 yılında bir hayır kuruluşu olarak Kızılhaç kadroları içinde Rusya`ya ajanlar sızdırıldığını, bunun da vakıflarca planlandığını bilmelerine rağmen bu iddiaları sürdürmektedirler.ben bu yazıyı yazarken bakın olan olaya .
Bakın KIZILHAÇ ın ne anlama geldiğini öğrenen Afgan lar neler yapmış.
 

     
Taksim Gezi Parkı gösterilerinde bir çok yabancı uyruklu kişi göz altına alınıp serbest bırakıldı. Bu kişilerden bir çoğunun değişim programı ile gelen üniversite öğrencileri olduğu ortaya çıksa da bazı göstericiler hala sorgulanıyor.

Timetürk'e ulaştırılan bir fotoğraf kafaları iyicie karıştırdı. Taksim Gezi Parkı içerisinde sağlık hizmeti veren doktorlar çadırlarının önüne Uluslararası Kızılhaç Organizasyo'nun amblemini asmışlardı. Kızılhaç'ın kurumsal olarak mı Gezi'de bulunduğu yada Kızılhaç gönüllüsü doktorların kendiliğinden mi geldiğini bilmiyoruz fakat fotoğrafı bize gönderen Timetürk okuyucusu fotoğraf çekildiği sırada orada bulunan yabancı doktorların kendilerine "Fotoğraf çekmek yasak" dediklerini aktarıyor...


         
Kızıl haç böyle ; devam edelim



                            Tavistock, stratejik misyonu`nu, "endüstriyel ulus-devletlerden post-endüstriyel küresel Dünya Devleti’ne dönüş ve yönetimin az sayıda oligark`a devredilmesi" olarak belirlemiştir.





             Tavistock Enstitüsü psikiyatrlarının tanımlamasıyla sürekli ve kitlesel "BEYİN YIKAMA", insanların gerilim, korku ve endişe seli karşısında bırakılarak beynin sinirsel durumunun değiştirilmesi olarak tanımlanmaktadır. BEYİN YIKAMA operasyonlarına tâbi tutulmuş insanlar da istenen amaca yönelik olarak programlanabilmektedir. Nitekim Tavistock, Küba füze krizi, birbiri peşi sıra dünyanın birçok yerinde politik liderlerin öldürülmeleri ve televizyonlarda her gün defalarca yinelenen kanlı ve vahşi Vietnam Savaşı görüntüleri ile sarsılan ve bunalan 1960`lar Amerikan ve dünya gençliğini, zihinlerini sürekli meşgul eden milliyetçilik, kamu yararı ve etik değerler dünyasından alıp, "kendi bedeni" "kendi duygularını" öne çıkaran rock müzik, çeşitli uyuşturucular ve seksin hedonizm dünyasında teselli bulur hâle getirmeyi ABD`ye önermiştir.

          1960`lar öncesinde, Melbourne Üniversitesi`nden Dr. Fred Emery ve Tavistock Enstitüsü Yönetim Konseyi Başkanı Dr. Eric Trist, elit bir dinleyici grubuna TOPLUMLARIN BEYİNLERİNİN YIKANMASI konusunda Tavistock`un geliştirdiği metotları açıklarken şunları vurguluyorlardı.

- «Yüzyılımızda, dünyadaki çarpıcı olayların kitle iletişim araçları ile ve şok etkisi doğuracak tarzda yayınlanması, bir mermi şoku gibi kitlesel nevrozlara sebep olmaktadır. Eğer şoklar yıllarca sürdürülecek olursa son derece çocuksu fikirlerin gelişmesine neden olmaktadır. (...) Dünyanın herhangi bir yerindeki terörist saldırı, dünyanın her yerinde şok etkisi yaratır. Bu bir küresel olgudur.»

          Dr. Emery, bu gelişmenin üç safhada oluştuğunu, safhalar itibarıyla şöyle ortaya koymaktadır:



1. Safha: "Moral değerlerini yitirme" (Demoralisation)


2. Safha: "Zihnî bölünme" (Segmentation)

Bu safhada kişi zihinde yerleşik ulus-devlet görüşünden kopar ve cemaat, ailesel biçim yaşama biçimine geçer.

3. Safha: ”Zihnî ayrışma" (Disassociation)


Bu safhada kişi fantezilerle realiteyi (gerçekleri) birbirine karıştırır ve birey "toplumsal ünite" haline, bir anlamda robotlaşmış birey hâline gelir.


Dr. Emery bu konsepti, 1967`de Tavistock Magazine (Human Relations) adlı dergide, `"Gelecek 30 Yıl` Konsept, Metot ve Antipati" ve 1975`te "Gelecekte Biz" adlı makalelerinde açıklamıştır. DİLEYEN RAHATLIKLA BULABİLİR ^^


                       Şimdi size örnekleme olsun diye hemde konuyu biraz yumuşatmak anlamında başka bir vakıftan bahsedeceğim. ve yaptıklarından tabiki. bakın adamların öngörü ( Prognoz) leri nasıl hesaplanıyor ve geleceğe nasıl şekil veriyorlar. tarihi Wikiliks ler bunlar kaçırmayın .

İnstitute For The Future (Gelecek İçin Araştırmalar Enstitüsü)



                   Ford Vakfı tarafından 50 yıllık gelecekte neyin, nasıl ve neden değişeceğini ve değişmeyeceğini araştırmak üzere kurulmuştur. Enstitü, diğer dünya enstitülerine bu yönüyle rehberlik edecektir. Araştırma konuları arasında daha şimdiden ele alınmış ve çözülmüş olanlar bulunsa bile, daha da çözüm aranacak ve araştırılacak sayısız sorun vardır. 

Bu sorunlardan bazıları şunlardır:


- Sorun çıkaran sivil gruplar
- Vergi indirimi
- Silah yasakları anlaşmalarının kaldırılmasını isteyen milliyetçi gruplar
- Kürtajın serbest bırakılması
- Uyuşturucu kullanımının serbestleştirilmesi
- Devlet okullarında doğum kontrolü yapılması
- Şehir içinde belirlenecek alanlarda park ücreti ödenmesi
- Homoseksüelliğin serbestleştirilmesi
- Öğrencilerin akademik başarılarının parasal olarak ödüllendirilmesi
- Aile planlamasını uygulayan aileler için parasal ödüllendirme

- Kamboçya`daki Pol-Pot modeline uygun olarak kırsal alanlarda yeni topluluklar kurulması.
- Beşiktaşın Şampiyonlar ligi kupasını almasını engellemek. 
- Galatasaray lı Sabri Sarıoğlunun Futbolu bırakıp artık dönerci dükkanı açmasını sağlamak . .

                            Sondaki 2 tane yok tabi ^^ 


                   Enstitü, "Delphi Panelleri" kapsamında, "neyin normal, neyin normal olmadığı" konusunda geliştirilecek önerileri, hükümet ve grup liderlerine rehberlik yapmak üzere iletmektedir.ve ülkeler bu şekilde kendilerini hazırlamaktadır. dünyaya işte bu üst tasarım modeleler yön verir bütün Dinler de insan dünyaya yönetmek için gelmiştir. bu tasarımlar düşünmüşler ve eğer biz insanları başı boş  bırakırsak insanlar bu dünyanın Anasını avradını ^^ . .demişler. ve İnsanlara yönetim modelleri sunmuşlar .


Bu lanet olası kurumun kurucusu ve destekleyicilerinden birkaç isim vererek kendimizi iice riske sokup hayatımızın a. koyalım ^^


BAŞROLLERDE : 

BAŞKAN ROOSEVELT VE CHURCHILL: ROOSEVELT, CHURCHILL İLE TAVISTOCK`UN ÖZEL OPERASYONLAR YAPMASI KARŞILIĞI GİZLİ ANLAŞMA İMZALAMIŞTIR.

DAVID ROCKEFELLER: TAVISTOCK`UN YENİDEN KURUCUSU.

SIR JOHN RAWLINGS-REESE: TAVISTOCK`UN KURUCUSU. İNGİLİZ ORDUSU PSİKOLOJİK SAVAŞ BÜROSU BAŞKANI.

Kurt Lewin: 1933`te Tavistock Başkanlığına getirildi. Alman mültecisi. Harvard Üniversitesi ile birlikte Almanya`ya Savaş Propaganda kampanyalarının mimarı.

William Donovan: Başkan Roosevelt`in Danışmanı. Roosevelt`in emriyle SOE, SIS, OSS ve sonradan CIA ve Tavistock`la (Kurt Lewin) Almanya`ya savaş için birlikte çalıştı.


HENRY KISSINGER: PSİKOLOJİK SAVAŞ KONUSUNDA TAVISTOCK`TA SIR JOHN RAWLINGS-REESE`NİN ÖĞRENCİSİ

Dr. Herbert Kelman: Harvard Üniversitesi ZİHİN KONTROL UZMANI, CIA mensubu

James Paul Warburg: CIA`nın temel örgütlerinden biri olan Politik Araştırmalar Enstitüsü`nün (PRI), Ford
Vakfı`nın ve CIA`nın uyuşturucu kullanma Kültür Programını yürüten Demokratik Toplum İçin Öğrenci Derneği`nin baş finansörü.

Cyrus Vance: Tavistock`a bağlı Ditchley Vakfı`nın ABD Bölüm Başkanı ve Rockefeller Vakfı Direktörü.

Kenneth Wernimont: Rockefeller Vakfı Direktörü, Meksika ve Latin Amerika`da tarımın çökertilmesi operasyonlarının yöneticisi

Kenneth Wernimont: Rockefeller Vakfı Direktörü, Meksika ve Latin Amerika`da tarımın çökertilmesi operasyonlarının yöneticisi.




KAYNAK:

The Shaping of Psychiatry by War," (New York: W. W Norton, 1945) William W. Sargant

Tavistock`s Imperial Brain Washing Project," 24 Mayıs 1996


The Media Cartel That Controls What You Think", 17 Şubat 1997, 29


Dileyen bu kaynaklardan araştırma yapabilir ^^  ayriyetten kendisini de fişleyebilir.

SONUÇ :  

Çoluğunu çocuğunu seven televizyona günde 20 Dk dan fazla zaman ayırmasın  ve hakkınızı arayın vatandaş olmayı bilin hakkınızı yiyen devlet dahi olsa duruşunuzu bozmayın. Sayılı gün çabuk geçer unutmayın ^^

Siyasete değil Dine bağlı olun ve din tarihini iyi bilin unutmayın binlerce yıldır ayakta kalan tek müessese DİN dir. Yıkılmaz denen Komunizim bile bir gecede talan edildi unutmayın. Düzene değil DİN'e sahip çıkın. ve kalbinizi açın içine bakın gün içerisinde yaratıcınıza ne kadar yer ayırdığınıza bakın. ve sorun hayatım nereye doğru yelken açmış ben neredeyim ve en önemlileri  .

Ne zaman  UYANACAĞIZ  bu Rüyadan ?
Ve Uyanınca NE OLACAK ?

                       

21 Mayıs 2013 Salı

SOMALİ'YE YARDIM SENARYOSU BİR ABD OYUNUMU



















Somali’ye birden yardım çağrısı yapılıyor. Kampanya sürdürülüyor. Peki ama neden?
Somali’de 1991′den bu yana hükümet kurulamıyor. Batıca tanınan Federal Geçiş Hükümeti, ülkenin küçük bir parçasını yönetiyor
ABD işte sınırlı bölgeye hakim bu hükümete destek için Türkiye’yi açlık görüntüsü altında devreye soktu. Aynen Libyalı-Suriyeli muhalifleri İstanbul’da toplayıp destek verdirmesi gibi.
Somali’ye açlık nedeniyle yardım, ABD’nin işgal planının parçasıdır.
Uzun kıyı şeridi olan Somali’de deniz ton balığı kaynıyor ama açlıktan çocuklar ölüyor. Bazı mezheplerde balık yemek günahl Midye, karides gibi deniz ürünlerine ellerini sürmüyorlar.
1839′larda sömürgeleşmeye başlayan Somali, 19601ı yıllarda İngiliz, Fransız, İtalyan işgalinden kurtulduğunu sanırken asıl çırpınışa o yıllarda başlar.
Ocak 1991 de; Somali’de, iç savaş çıkar.
İç savaş ve aynı döneme denk gelen kuraklık: ülkede büyük bir açlık facia doğurur. Kasım 1991 de; ABD, Somali’ye 30 bin asker gönderme kararı alır. 4 Aralık 1992 de; BM Güvenlik Konseyince UNOSOM I adlı görev kuvveti oluşturulur. Operasyona Umut Operasyonu ismi verilir.
8 Aralık 1992 de; Türkiye, BM kararı gereği, Somali’ye 320 kişilik birlik gönderir.
Operasyonun amacının: ABD’nin askeri Us kurmak ve petrol olduğu ortaya çıkar.
24 Ocak 1993 de, ABD askerleri, Somali’de, silah toplamaya başlarlar. Direnenler, Amerikan saldırıları sonucu öldürülür. Ancak, yerli güçler, birleşir, ABD’ye karşı savaşırlar.
Somali BM. Barış Gücü Komutanlığı görevine, 19 Şubat 1993 de, Korg. Çevik Bir atanır.
3 Ekim 1993 de ise, 2 Black Havvk helikopteri düşürülür. Sonraki yıllarda Kara Şahin Düştü ismiyle Helikopterlerin düşürülmesinin, filmi yapılır.
ABD, 31 Mayıs 1995 de Somali’den geri çekilir. ABD Delta Focus adlı özel harekat timi, 1 yıl da 10.000 den fazla Somaliliyi katleder.
Askeri güçler ülkeden çıktıktan sonra, iç savaş yeniden başlar.
ABD ve BM, İMB’ni El Kaide destekli olmakla suçlar, Etiyopya’yı Somali’ye saldırtır. 2006 daki Etiyopya işgaliyle İslam Mahkemeleri Birliği devrilir.
ABD; donanma Somali açıklarına konuşlandırır. Türkiye; 2010′da gemi gönderir.
ABD; Somali’deki Müslümanların üzerine bomba yağdırırken, Türkiye’den ses çıkarmaz.
Somali’de modern parçalama yöntemleri uygulanmaktadır. Yani; işgal için çok yönlü, küresel çete planlamalarını yapmıştır.
Somali; bir petrol denizi olmanın yanında stratejik bölgedir yeraltı kaynaklarına sahiptir.
Somali ve Yemen, Kızıldeniz’in Hint Okyanusu’na açılan kapısı konumundaki ülkelerdir.
Somali; Arap yarımadasını, Afrika kıtasına bağlayan bu bölgeler, petrol yüklü tankerler ve savaş gemilerinin geçiş güzergâhları olması ve Rusya’yı engellemesi açısından önemlidir.
BM; Somali’nin kıtlık bölgesi olarak iki bölge Bakool ve Aşağı Shabele’yi ilan eder.
Türkiye’nin daha önce girişimi yokken, birden bire bu fikir neden ortaya çıktı?
BOP eşbaşkanı görevi gereği bölgeye gidiyor. Yardımları yerinde göreceğini açıklıyor.
İslam dünyası, sefaletini unutup bilim ve teknolojideki geriliğini sömürülüşünü unutup gaflet içinde iken, kıtlık bahanesiyle Somali’ye giden yardımlardan yüzde kaçı derneklerin, yereldekilerin, ABD’nin kontrolünde olacak? Anlayan, yorumlayan, açıklayan var mı?
Bütün Ilımlı, uyumlu İslam dünyası, eş başkanlara teslim olana kadar, tüm Müslümanlar dinlerarası diyalog şemsiyesi altında İbrahim-i dinin üç ana unsurundan biri oluncaya kadar yani Yahudileşip-Hıristiyanlaşana kadar, yola devam edilecek.
Günün Sözü:
Okumayan, düşünmeyen anlayamaz. Anlamayan insanın istismarı kolaydır.



KAYNAK :

N.AYDIN .

Gazi Üniversitesi Öğretim görevlisi Araştırmacı ,Stratejist

Türksam Uluslar arası araştıma ve diplomatik strateji merkezi .